Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

22 Aralık 2014 Pazartesi

Hep.



Turuncu gökyüzümün aydınlığa özlemi var.
Biraz kırgın biraz ümitsiz.
Geri dönüşü olmayan hatalar gizli o gökyüzünde
Ve ışıkların sönüşü gibi belirsiz
Sevgisizlik var biraz da yarasında
Korkusu var geleceğe dair fazlasıyla
Mavinin lafını bile edemez artık
Anason kokulu insanlar gibi işte 
Atlattığı günler ve unuttukları hatta
Bir ağaç gibi köklü duyguları
Ve saatine kadar biriktirdiği anıları
Gündüzüne
Gecesine 
Çayının şekerine 
Ve bir akşamüstü rastladığı mazisine
Ve hatta mazide kalanlar gibi
Eskimiş bütün romanlar gibi
Ya adı bile kalmayacak akan seyirde
Ya da her gün yeniden doğacak
Kanatacak seni de

Şimdi bir sessizliğin en gürültülü anındayım
Kimsesizliğin verdiği güvenin hüznü de diyebiliriz buna
İşte bu bütün karşıt duyguların tam da ortasındayım
Ve İstanbulun kokusu geliyor burnuma
Nereden estiyse şimdi
Bir yağmurlu inceden kızkulesi
Kızkulesini en yakından görebildiğim üsküdardayım


Turuncu gökyüzümle sakin bir balıkçıdayım 
Bir yağmur ki işte şimdi kızıl cümbüş ortalık
İşte şimdi eksildi ortalık
İşte şimdi anladın vaktin çok geç olduğunu
Ve öyle bir yağdın ki üzerime sağnak halinde
İşte şimdi anladım bir iki seyirlik sinemalar gibi olduğumuzu
Oynandık
Sonlandık
Lakin zaman aktıysa bile üzerimizde
Kemal Sunal fimleri gibi,
Hep hatırlandık.

6 Aralık 2014 Cumartesi

-dum.

Vazgeçtiğin gün doğacak güneşin.
Ve çok geç kalınacak her şey için.
Bir sürü film kaçıracaksınız sonra
Kaçırmış olduklarınızla beraber.
Ve en güzel gününde bile buruktur gülmelerin
Yüreğinle beraber.

Bu veda kime bilemiyorum.
Şimdi bu neyin sonudur söyleyin
Benim sonum çoktan gelmişken,
Öyle ulu orta bir hüzün salmak niyetim
Lakin vedalar diyorum açalım şu konuyu
Vedaların günahı yoktur.
Bir tek kiri kalır üzerinde
Bir de yorgunluğu.

Bu hangi vedanın yorgunluğu bilemiyorum
Safi hüzün yok sokaklarımda
Öfke var olamadıklarıma dair
Kötü biri olamadıklarım da var
Mutlu biri de
Sahi,
Mutluluk kadar ulaşılmaz mısın şimdilerde?
Mutluluk diyebilir misin acılarına ve zerzenişlerine
Bir küçük hayatın içinde kaç defa bölünecek rüyalarım söyle
Müslüm babadan bir nakarat ya da Süreya'dan bir dize
Hangisinden koymalıyım teşhisi kendime
Nefes alamıyorken geceleri
Ölemiyordum bir gün ertesinde
Lakin gülebiliyordum ertesinde
Gülebiliyordum ve yazabiliyordum
Güzel günler geçiriyordum güneş tepedeyken
Özlemiyordum kimseyi
Özlemiyordum mavi gökyüzünü sonra
Göklere bakamadığımdan belki
Unutuyordum bütün şehri
Şehrin hatırlattığı bütün mavilikleri unutuyordum
Lakin unutamıyordum işte.
Acıları her geçen gün katlıyordum ikiye.
Acıyı sevmek olur mu dersen
Seviyordum işte.