Asırlardır içinde yaşadığım şu deniz
beni yavaş yavaş boğmaya çalışıyor
bir kuş gibi süzüldüğüm şu gökyüzü
sanki bir beton gibi ağırlaşıyor
yuvamın bütün pencereleri
güneşli günü gösteremeyecek kadar kirli
şimdilerde
radyomda çalan bütün şarkılar
hep aynı şeyi konuşuyorlar
kurtuluşum
o denli uzakta ki
şimdilerde
kudretsiz kalan ayaklarım
bir adım bile atamıyor güvenle
safi hüzün de yaşamıyorum üstelik
bir yanım dolup taşarken sevinçle
öbürü ise bir damla suya muhtaç kalıyor
huzursuz saatlerim günden güne çoğalıyorken
hiç olmadığım kadar öfkeliyim kendime
lüzumsuz birkaç duygu biriktirirken
günden güne artıyor nefretim kendime
ben
ben hiç bulunmadığım bu evreni
adım adım kırıyorum sevgilim
yeni kararlar alıyorum ansızın
hani şu hemencecik yapılamayacak eylemlerden
öylesine kolay olduruyorum ki her şeyi içimde
bazen
bazen kendimden ne denli korkuğumu
sana anlatamam
sana içimdeki seni anlatamadığım gibi
seninle beni olduramadığım gibi
hiç olmadığım bu evrende.