Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

23 Eylül 2015 Çarşamba

İşte o kadar.




Gülmek mümkün müdür bu koyu gecede
Bir akşamın kızıl buğusu yok ki
Bir resmin aşınmış köşesi yok 
Bir anımız yok büsbütün bize ait
Yıldız yok, ışık yok.
Umut gitmiş.
Oysa gülmek bir zorunluluk muydu gökyüzüne
Gülmeye gereksinim duyulması mümkün müydü 
Değildi.
Peki, yok olan bir adamın bıraktığı son suskunluğu,
Öyle sessiz lakin öyle anlamlı
Bir tarafı aydınlık bir tarafı zifiri dünya gibi
O kadar karşıt
O kadar inkarcı
İşte o kadar.


Bıraktığı cigarasını söndürmek mi kalmıştı bana
Gel demeye yorgun sarhoşluğum
Kim bilir kaç kere daha bitkin düşecekti bir adım atacakken
Oysa mutsuzluk da kabul edilebilirdi seninle
Oysa biliyorduk mutlu insan yoktu
Dertsiz tasasız
Acısız.
Lakin sayıklamakta kaldım ben
Bir geceyi bin parçaya bölüp
Her birinde adını döker oldum dudaklarımdan
Hak etmemiştim böylesini
Mavi gökyüzüne çizer oldum gözlerini bulutlardan
Doğrusu hak etmemiştim işte
Güçlendim derken kendimi yine bir düşün yakasında buldum.


Sevmek de değildi üstelik
Bu büsbütün acıyı özlemekti
-Sevmek biraz da acıyı ertelemek değil miydi?-
Ertelediğim bütün geçmişim kadar bi yenisini ekler oldum önüme
Oysa bilirsin ne diyeceğimi
Hala bir şeyler ölmemişken ben
Hak etmemiştim böylesini.

23.09.2015/04:34


19 Eylül 2015 Cumartesi

Yakın Gemileri



Karanfil kokuyordu etraf
Biraz da mayhoş bi geceydi diyebilirim
Tadında belli belirsiz bi acı vardı
Siyahı bulaşmıştı her tarafa
Bulanık diyebileceğim ne varsa yakışırdı
Öyleyken bile görebiliyordum maviyi
Evet elbette,
Her yerde bi umut vardı
Lakin net görebildiğim tek şeydi,
Siyah.


Sonradan mı gelirdi bütün güzellikler
Her şey olup bitiverince mi aydınlanırdı gün
Peki senin bu tarif edemediğim suskunluğun
Hep sonradan mı anlamlı gelebilecek bana
Yok edemediğim varlığın aklımdaki
Silemediğim bir kaç cümle
Hep sonradan mı  yer edinecekti kalbimde
Oysa çok şey de istememiştim
Belki bir kaç kelam duyabileceğim sesin
Ya da bir akşam üstü kızıl gök tepedeyken
Aklıma gelen o şiir
Silmek zorunda olmadıklarım
Unutmak sorumluluğunu üstlenmeyeceğim şeyler
Oysa çok şey de istememiştim
Sadece senin tarafından çekilmiş bir fotoğrafım olsun
-Hep sonradan gelir aklım başıma-
Kim bilir nelerle savaştık aynı zamanda
Aynı zamanda neleri bitirdik
Neleri hazmettik seninle
Lakin ben kaçamazken kendimden
Sen bir yolunu bulmuşsun
Bulmuşsun ki ben şimdilerde anımsamakla yetiniyorum.

Oysa çok şey de istememiştim
Sadece senin tarafından çekilmiş bi fotoğrafım olsun.




11 Eylül 2015 Cuma

Gözlerinin rengi.

                         

Gözlerinin rengi neydi senin?
Ya da bi gece boyunca süregelen boyun ağrısı biter miydi hiç?
Ya da sabah karşı bakıştığım tabelanın kırmızı halkası hatırlatır mıydı bana o rengi?
Senin bakışların peki?
Kaç parçaya ayırdı o gece bizi birden bire
Şu gözlerinin rengi neydi senin?
Sana soruyorum adam
Ela mıydı, kahve miydi?
Hatırlamıyorum.


Adıma diktiğin çiçekte kaldı aklım
Onların rengini de hatırlamıyorum
Pembe miydi? Mavi miydi?
Oysa siyah bi çiçek yetişseydi dünyada
Ne çok severdim.
Hele bir de anason gibi kokarsa
Lakin aklımda tek bir şey var
Gözlerinin rengi neydi senin?
Hatırlamıyorum


Giz dolu her şeyin ardındaki kirli geçmiş,
Oysa geçmemiş olanlar da var sönmüş
Oysa bakışlarını adım gibi hatılarım ben
Gözlerimin içine içine
Yüreğimi paramparça edecek gibi
Göğüs kafesimin tam üstüne bi bomba bırakır gibi
Oysa ben özlemedim de gözlerini
Lakin aklıma takılan bir şey var
Gözlerinin rengi neydi senin?
Kirpiklerini sayacak kadar dipdibeyken biz
Şimdilerde 
Hatırlayamıyorum.