Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

25 Ocak 2015 Pazar

Keşke.

Keşkelerimi alıp bir ağıt yakacağım sessizce 
Keşke kötü olmasaydı için diyeceğim
Ellerinle ellerime resimler çizecektim diyeceğim
Keşke bir şiirde yine bir olsaydık 
Sokaklarında İstanbul'un 
Bitmeye yakın kalemle yazılmış bir dize olsaydık diyeceğim
Ama 
keşke kötü olmasaydı için

Suçunu gizleyemeyen bir yelkovan gibiyim çoğu zaman
Geçen ya da kaybolan zaman gibiyim
Bir yerlerde güneş doğuyor
Bir yerde bir kadın öldürülüyor
Ve susuluyor.
İşte bu geçen ya da kaybolan zamanda
Acımı bir nebze hafifletmek uğruna 
Koşuyorum durmaksızın
Lakin hep bir yolum vardı ilerlemek için
Şimdilerde rotasızım.
Hangi yöne dönsem bir yerlerde hep tıkanıyor damarım
Hangi yönden geri dönsem
O yönden vazgeçtiğimde gelişiyor.
Şimdi ben senden dönmüşüm 
bu biliniyor
Son defa desen, gelsen 
Sana yine kayıtsızım
Günler geçip gidiyor
Sokaklarımız kesişecek bir yol arıyor
Bir zaman geliyor 
Kesişince gözlerimiz
Yüzündeki pişmanlığın alınyazın.

Ben seni biliyorum adam
Damarlarından akan kandan yeni aldığın siyah kol saatine kadar
Cepli gömlekleri sevmemenden kahve içmeyişlerine kadar
Kalbinin en ücra köşesindeki korkularına kadar
Rakına su katsan da cumartesi geceleri
O cuma günlerinde acıyı hep sek almalarına kadar.

Şimdi beni senden alsalar 
Seni benden bin fersah uzağa götürseler
Ben ne senin haberlerini merak etmeyeceğim artık
Ne de sen havadislerini eksik edeceksin
Lakin eskidik bunca geçmişin bunca sıkıntının içinde
Bunca hatıra 
Bunca şiir 
Bunca bitmeyen gece
Bunca doğmayan güneşin içinde
Öylece boydan boya eskidik adam.
Kıymetini bilemedik ulaşamamanın
Ulaşsaydık belki sevemezdik böylesine
Ulaşsaydık vazgeçerdik her yeni gün yeniden.
Lakin hiç kavuşamayacaklardanız şimdi adam.
Ne sen benim yolumun müdavimisin
Ne de ben senin için artık eskisi gibiyim.
Bir umut kovaladığımız sevdaların eşiğinden döndüğümüzden
Yarım kalmalara doyamadık senelerce
Lakin bir tek söz kaldı söyleyebileceğim
Keşke adam
Keşke kötü olmasaydı için.





1 Ocak 2015 Perşembe

Yarım.



Bir dizi yaşanmışlık var ahvalimde
Ne denli sarhoşluklar tattım oysa ki meyhsiz
Keyifsiz bir sigara yakımı gibi bir adamın
Sol yanımı kaplamış bir özlem kime neye belirsiz
Ki yarım kalmışlığın çaresizliği vardı bakışlarında o akşamüzeri
Bir de ölümün masumluğu vardı sanki
Ölümün masumluğu evet
Yani biraz yaşamaktan kurtulmak isteği
Ve kim bilir kaç gece saati beş geçiyordu sende kalmışken aklım
Şehrin meczupluğu üzerine sinmişken
Güneşin doğmasına ramak kala unutuyordum senli bütün maziyi
Bitmeyen bütün cümleleri sana katıp sonsuzum yapmaya meyil etmişken işte
Sustukların büyüyor içimde ve sustukça atlatamıyordum geceleri
Ve en güzeli de
Zamana merhem olurmuşçasına affediyordum bütün mutlak mağlubiyetleri
Bazen de sustuklarım bir yer buluyordu en sapa
Öylece huzursuz bir neşe yeşeriyor içimde yarım kalmalara dair
Ve bilemiyordum doğacağını güneşin
Ölmek kadar sonsuz güzellikte buluyordum kendimi
Elbet aynadaki yüzüm kadar soğuktu içim
Ve safi karanlık vardı senden emanet
Ki öylesini yarımdım ki senle dolarken bile
Ne olur uzaklaş ruhumdan
Varlığına muhtaç et

Sevmek
Ne güzel şeydi
Bütün kötülükleri körü körüne unutmak da dahil
Bütün maziyi atmak da dahil dipsiz bir denize
Yalansız sevmek hele hele
Sanki Üsküdar'da bir sahil
Ve küçük bir çay bahçesi
Yanı başında akan kalabalıktan ırak
Karşıma oturmuşsun öylece
Ve ağlayan bir kadının mahzunluğu var ellerimizde
Çevirdiğimiz o taksinin yaşlı şöförüyle
Bitmesini istemediğimiz bir muhabbet kadar güzeldi sevmek
Bilmeyi reddetmek bütün kirleri
Ve eskitmek kalpleri bile bile
En büyük boşluğun ortasındayken sevmek işte
Bütün korktuğum duygular başkalaşıyor beynimde
Ne aklım sağsalim kurtuldu geçtiğimiz  seneden
Ne de kalbimin dipleri salt hüzünsüz huzur taşıyor şimdilerde