sonsuzluğa giden bir tren yoluna rastladım
ucu görünmeyen lakin öylesine görünüyor ki önü
bir çocuk gibi üzerinden de atlayabilirim rayların
günlerce dinlenebilirim de seninle
susmanın da, konuşmanın da özünü
tatlı kılan bir bahçe yeşeriyor içimde
hırçın rüzgarların durulduğu sığ bir liman gibi
hayatın içinde ya da hayata daha hiç dahil olmamış
bütün güzelliklerin bulunduğu o tren yolu
istikbalimizin yüreğimdeki halidir sevgilim
öğrendim,
demlenmeyen her şeyin yavan olduğunu.
dinlenerek büyütüyorum içimdeki çocuğu
koşulsuz sevgin beni yeniden doğurdu
öyle ki garipsiyor sendeliyorum her geçen gün
tutamağın böylesine kuvvetli oluşu
sarsmıştı benliğimi topyekün.
kaybetmeden kazanmanın boş bir zafer,
yanmadan sönmenin anlamsız olduğunu
seninle öğrendim.
günlerin köpüğünü alıyoruz birlikte
upuzun ağaçlı güzel yollarda yürüyoruz
meltem esiyor bir gün, bir günse fırtına her yer
kasvetsiz lakin yine karanlık odalarda uyuyoruz
seslerimizi nefeslerimizi daha derin hissetmek için.
tutuşan ateşin ve durgun suların içinde yeşeriyoruz
sevincin ve tutkunun emin ellerde
kıymetin ve safi huzurun eşliğinde
her türlü kötülükten uzak
o dünyanın varlığını tadıyoruz.