Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

27 Mart 2020 Cuma

İçinde Deniz Var

yakalandım.
sakladığım bütün zayıflıklarıma
gösterdiğim bütün soğukkanlılığıma
Bi sigarayı yaktım neredeyse on defa
rüzgarlardan
kurtulamadığım, sevemediğim 
balkonlardan sebep.

Dudaklarından gözlerinden akan bütün ünlemlere
senden gelen bütün hatalara razıyım şimdilerde
köşesini kıvırdığım sayfaların içinde
senden hatırımda kalabilmiş kelimelerle
dolduruyorum odamın duvarlarını
gördüğüm serapların içinde sen olan kısımları
tek tek, ince ince işaretliyorum yüreğime
sızı.
gam.
umut.
ve kaderin tatlı acısını bulduğum derin sularda
bir ses yükseliyor;
"her zorlukta bir kolaylık var."
silüetini bile bulamadığım,
lakin dünyamı acılarımı sevinçlerimi sardığın
sarmaladığın o duru derin sularda
bir ses yükseliyor;
"senin içinde deniz var."
Kimse
hiç kimse daha fazla mutlu edemez beni.
sesiyle
içimde yarattığı özlemiyle
yokluğunun derin boşluğuyla
kimse
kimse böylesine acıtamaz canımı.

yakalandım.
acısını artık hissetmediğim
fakat hala deli gibi duymak istediğim o cümleye;
"sen kocaman bir denizsin, 
bense senin içinde yüzen küçük bir balık."

15 Mart 2019 Cuma

Yol


Yolun sonu belli mi sahi bu seher vakti
Önümden bir nehir gibi akan sis
Nefessiz bırakıyor neşemin ortasında
Güneşli bir günün acısıydı bu,
Baharı güze çeviren.
Seninle geçtiğimiz bütün şehirler
Dönmüş sırtını bizlere
Yanımızdan geçen atlı arabalar
Sığınmış bir fırtınanın içine
Gece, gündüzü örtmüş dinmeyen sancılarıyla
Umudun peşini bırakmayan parmaklarım
Bir bir dökülüyor ellerimden

O an
Kimsenin duymadığı ve senden gelen
Kanıma acıyla karışan
Çaresizlik.
Şimdi size nasıl anlatsam bu çığlığı
Kimsenin duymadığı ve yine senden gelen
Safi tükenişin melodisi.
Siz hiç duydunuz mu bu sessizliği?
Sormanın o çaresiz gereksizliğini.

Kafamın içindeki labirentten çıkamıyorum
Yardım ellerini reddediyor kalbim
Mutluluğun o tarif edilmez huzurunu
İçimdeki o tarifsiz neşeyi
Kırılıp dökülmez duyguları
Bir anda yıkan o depremin hasarlarını
Nasıl düzeltmeli şimdi

Oysa senin sonsuz kıymetini bilirim
Bana gülmenin binbir yolunu öğrettin
Şimdi seni alıp çıkarsam hayatımdan
Nasıl yaşanır bilemem inan ki
Sahi
Ellerin tenime değdiğinden beri
Bilmem ben başka bir çözüm bu acılara
Yolun sonu neresiyse sevgilim
Bu yoğun sisi aşalım ellerimizle
Akıp gitsin kanımızdan bu zehir
Zamanla
Bizim tek çıkış yolumuz olan.


12 Ocak 2019 Cumartesi

Sakince

Kurulu düzensizlikler içinde
kısıtlı cümlelerle geçinip gitmek
kendini yormadan
ya da başka insanları.
çok uyku, az muhabbet.

sakince yaşamak şimdilerde tek uğraşım
dalgaların çarptığı günlerde
hareketsiz kalışlarım,
kudreti bir kum tanesi olanı
gözümde büyütüp kasırgalaştırışım
ki tüm bunları geçin şimdi.
benim küçük mutsuz günlerimi
sarıp sarmaladığın
ve kocaman iyimserlik süzgecinden geçirip
kalan safi mutluluğu gözlerine sıkıştırdığın o anlar
düzene
anlık yargısızlığa
aşka
barışa
sana giden kısacık engebesiz bir yol oluveriyor.

kimse
istediği hayatı yaşamıyor
mutsuzluğu arıyorum içimde bir yerde
suya aşa nasıl ihtiyaç duyuyorsam
acıya da anlamsızca tutsağım.
kimsenin anlayamadığı
ya da kimseye anlatmadığım
suyun akışında boğulduğum
senin bakışında durulduğum
o kısa mutsuzluklarım
yaşadığım aşklar
mutsuzluklar
haksızlıklar
şu adil olmayan küçücük kötü dünya.
safi unutmak istediklerim
duyduğuma bin pişman olduğum gerçekler
derinlerde bir yerde bir yuva kuruyorlar kendilerine
tutsağım onlara
 tutssak olmak istemekle beraber.
doğrulamadığım günlerde senin, onun, bunun acısına tutunup
dinlenmekteyim en dipte.
yaşamak, sade mutlu olma isteği değildir ki değil mi?
bir tek ben mi delirdim yoksa?
siz
hiç delirmediniz mi kısacık bir an?
bilmiyorum.
ne yazıyordum bunun başında?
bilmiyorum.
bilmek de istemem
zaten genelde de bilmem.


öyle anlar oluyor ki
kimsenin bilmediği bir dili konuşup
bir papağanla dertleşmek isteği geliyor
bağıra çağıra
kimseye söyleyemedikleri
hak etmedikleri
hatalarımı ve sendelediğimde
ayağımın acıdığını


sakince düşünmek
sakince yaşamak
sakince nefes almak
sakince diğer nefesi almak
ve süregelen diğer bütün sakince eylemler.
benim bu şiirdeki tek derdim,
tek eksiğim.

15 Ağustos 2018 Çarşamba

hiç hayal ettin mi bir bulutu öldürmeyi?



sisli, tutuk.

görünen bir deniz yok etrafımda

kaçsam yaşasam bir balık gibi

safi karanlık da değil bakınca

belirsiz bütün her şey gibi

üstümdeki kara bulut.


küçükken

en büyük hayranımdı Ay.

tutuktu,

lakin acıya değil, bana.

sisliydi,

lakin işlemezdi içime, 

sadece biraz gizemliydi o kadar.


sen

ağlamak ister miydin bir buluta

ben çok isterdim

sen

hiç hayal ettin mi bir bulutu öldürmeyi?

sancılı olsun isterdim bu bitişi

nedensiz, lüzumsuz bir sancı.

tıpkı onun yaptığı gibi

acıyor.

durduk yere kör oluyorum.

herkes çırılçıplak görüyorken beni.


sanki

bu benliğimin bir kaçışı,

bulutun üstümdeki ahvali

bu tıpkı

solmadan ömür boyu acıtan bir çiçek gibi

hiç geçmeyecek olan

ve tamamen benim büyüttüğüm.

pişmanlığım yok tek bir parçama

lakin onlar düşman bu eksik ruhuma

yüzleştiğim gökyüzü

nefes aldırmıyor akşamlarıma

acıyor

durduk yere sağır oluyorum.



bu sisli, bu tutuk bulut.

ayları aşan bu mutsuzluk.

benim en büyük kızgınlığım.

geçip gitmiyor.

durduk yere nefessiz kalıyorum.






24 Nisan 2018 Salı

Ham.


Sana dair
Bir bahar sabahında açan bütün papatyalar
Ve yine sana dair
Kimsenin büyütemediği mutlu çocuklar

Bu sanki bir savaşın ortasında
Acıyla karışık bi kahkahası yaratılanların
Kimseye verecek bir hesabı olmadan
Safi içten ve kaygılı
Senin topraklarına erişmiş olmanın zaferi
Ve fethetmediğimi farkettiğim her deniz kıyısı
Kimine meraksız kaldığım
Kimine dağları aşsam da ulaşamadığım
Ve sen 
Sana dair ne varsa
Güzel ve bereketli bi sofrada açmışsın
Öyle büyük ki sana dair her şey
Koşmam gerek geride bıraktığım kapıyı görmek için
Ve yine koşmam gerek bulunmam gereken ziyafet için
Ve karşımda 
Boylu boyunca bir günümden bi günüme eksik olmayan 
Sen
Çağırmanı beklemek gelse de içimden
Adım atmalıyım bu uçsuz bucaksız sofraya,
Biliyorum
Sana dair ne varsa
Biraz da sana bırakmak icab eder
Ki bunu kabullendiğim kilometrelerce yolculukta
Niyetim biraz olsun dalgalandırmaksa denizi
Bütün kasırgalara göğüs germeliyim
Biliyorsun
Bana dair ne varsa
Biraz da durulmasını beklemen gerek
Küçük bi kuzey rüzgarını kasırgaya çeviren cürmünden hayli küçük latifeler
Büyük konuşmayı çocukluktan ilke edinir kendine

Sana dair sevgilim
Bi nüshadan fazlası
Lakin henüz roman olamamış bu dizeler
Apaçık söylediğim her günümde ve aksi iddia edilemeyecek bağlılığım
Sadece senin güzel gözlerine 
Tahminimden fazla bakabilmek adına
Sesini senden daha çok duymak adına
Sana dair tüm çırpınışlarım ve savaşın ortasında attığım,
Bu kahkaha.



2 Şubat 2018 Cuma

...


Mutlu olmak için her yolu denedim. Buldum da mutluluğu. Kimseleri içine katamadığım. Onu görmediğim her an huzursuz, uyumsuz olduğum bir mutluluk. İnanın bu hissi nasıl anlatırım bilmiyorum. Aşka dair her şey o kadar basit geliyor ki. Her hücresini yakınımda istiyorum. Onsuz bi hayatı inanın nasıl yaşarım bilmiyorum, onun varlığını bilmek bile o kadar rahatlatıyor ki içimi. Şimdi seninle yaşadığım bu anların eksileceğini bilmek o kadar can yakıcı ki. O kadar yanıyor ki canım. Sen gelmiş karşıma en büyük fedakarlığı gösteriyorsun.
Sevgilim, seni tanımak bütün galaksiyi keşfetmek gibi bir şey. Nasıl olur da bütün şarkılar sana çıkar. Her cümle her anı her fotoğraf. Sen bana bir insanın ne kadar mükemmel olabileceğini, seven bir adamın nasıl bu kadar kısa bir sürede değişip iyileşeceğini öğrettin. Sen bi kadını iyileştirdin. Bütün kurduğum hayallerin ta ortasına oturdun. Seni seviyorum. Korkuyorum ölüm kadar. Mutluyum cennetinde. Her şeyi kabullenen ama bensizliği kabullenemeyen senin her hücrene hayranım. Öyle bir his ki bu geçici olmasına asla katlanamayacağım. “Taşlar oynadı yerinden”. Lakin biz olduğumuz yerdeyiz. Hiç bir şeyi kaybetmememiz gereken zamandayız. İnanıyorum sana. Senin sonsuz şefkatine. Bu hayatta eksikliğini kabullenemeyeceğim tek şeye...

13 Ocak 2018 Cumartesi

Fer.



Artık anlatmanın da ötesindeyim sevgilim,
Büyüyen bir masal gibi düşün bizi
Kötü adamlar yok ama bulutlar da geçti,
Üzerimizden.
Günlerin köpüğü
Ertesi güne ancak bir hatıra gibi,
İç sıkıntıları  sonralarına güleç bi anı gibi kalır.
Aldım papatyayı
Koydum gömleğimin cebine
Yürüyor benimle,
Üç bahar boyu
Sevgilim,
Ne güzel söylenir sana bu kelime
Sana doğru
Yıldızların her birine bir hayal iliştirmiştik bi gece
Bekler bizi bir ömür boyu


Bir yaz akşamı şiirinin
Ta buralara kadar uzayacağını
Öngörebilir miydi bir portmanto
Üzerine bin türlü mutluluğu kederi
Gözyaşı ve tebessümü
Gelmeyi ve gitmeyi
Bazen hiç gidememeyi
Nasıl sığdırdı bünyesine

Bilançosu hiç çıkarılmayacak bi hesap defterini
Hangi ticaret adamı koyar kolunun arasına

Sonu hiç gelmeyecek bir besteyi
Hangi müzisyen hangi deftere sığdırır?
Buna parası mı yeter...

Hiç bitmeyecek bi yola hangi gezgin baş koyar?
Ki Roma'ya da çıkmayacaksa sonu...

Sevgilim,
Ferimiz sönecek bunu bil.
Sevgilim,
Yorulacağız.
Her adımda soluk soluğa kalıp ağlayacağız,
Lakin sevgilim,
Hiç bitmeyecek şu masalı küçücük ömürlerimize sığdıramacağız.
Dolup taşacağız ömürlerimizden büyük bi kıvançla
Lakin sevgilim,
Koca koca galaksilerde
Adlarımız hayallerimizin yıldızlarıyla yazılırken,
Yine birini koynuma alıp öyle uyuyabiliyorum.