kulağımdan enseme giden o yolda
küçük bir kadın büyüttüm
balkonunda bir kadeh şarabıyla
demlenirken öldürdüm yine
gözlerimden akan kanını adıyla
yaşatacağım dedim kendi kendime
sığ limanlarda yürüdüm boylu boyunca
gecenin sükuneti üzerime sinmişken
ayaklarıma takıldın birden bire
ıslak
çelimsiz
bir pervane.
içinde büyüdüğüm o mor koltuğu
boyadım dün en sevmediğim renge
senin kıymetli dünün
dönüştü benim için nefrete
ve evet
sakince yaşamak şimdilerde tek dileğim yine
tutunmak kendime ve kendimce her şeye
kurtulmak bütün acılardan en azından bir süreliğine
safi acının ne demek olduğunu
beklemenin aslında ne denli tehlikeli bir arzu
gelmeyen huzurun verdiği burukluğu öfkeyi
tattım yaşadığım bütün evrelerde
bileklerinden boynuna giden her santiminde
o mor koltuğun her köşesinde
bir kadının mutlu geçirmesi gereken yılların
her birinde.
öyle anlar oluyor ki
akmayan nehrin
kopmayan fırtınanın ardında
tıkanan bütün duyguların
aslında bir yanılsama
kulağıma küçük bir küpe olmasını diliyorum
Aslında hayatın
akışın
benim için henüz başlamamış olmasını.
insan hep bir tutamak arar ya hani
bir tutamak olmayı
boylu boyunca vazgeçilenden ziyade
gerçek bir tutamak olmayı diliyorum
şimdilerde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder