Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

29 Ekim 2023 Pazar

Kayıp.


Kayıbım.

Bir türlü susturamadığım sessizlikte,

Tırnaklarımla tutunamadığım o duvarlarda,

İçinden çıkamadığım bütün savaşlarda kayboldum.


Ben artık yeniden doğuyorum geceleri,

Her gece yeniden.

Kendini bulmanın tarif edilemez hayal kırıklığıyla yaşıyorum

Gündüzleri bir hayalet gibi

Sorsanız iyiyim derim.

Lakin sormasanız daha iyi


Bakmaktan kaçtığım gözlerim,

Daha kaç gece ıslanacak salt acıyla?


Beni dünyadan koparan bu sızı,

Daha kaç sene yaşayacak içimde?


İçinde boğulduğum bu deniz,

Daha kaç fırtınayı atlatabilecek?


Tutuğum.

Gırtlağımda birikmiş bütün cümlelerle

İçimde ancak fısıldayabildiğim isminle

Durdukça kirlenen ve tükenen hayalinle

Uykularımı böldüğüm bu dört duvarın içinde tutuldum.


Lakin

Kaybolmanın verdiği inanılmaz bir hafiflik de üzerimde

Bulunamadığım yerde kimse tutamaz bileklerimden.


Lakin

Tutulduğum bu karanlık dört duvar kadar

Güven veren bir manzara yok ahvalimde


Bütün mutlu günler sizin olsun

Benim "aklımı kaçırdım" rengi saçlarım var.

8 Ekim 2023 Pazar

Yorgun güllerin huzurlu mutluluğuna

 




pembe güllerin içinde yürüyorum şimdi

senin, benim birlikte büyüttüğümüz

bulutlu günlerimizde boyunlarını büküyorlar

sevdanın sarhoşluğu,

içimizde sebepsiz mutluluğa,

hiç bulutlu gün yaşanmamış gibi olmasa da

buruk bir demet pembe güle dönüşüyor.


kimsenin göremediği 

içinde bulamadığı o yüce kalbini

şimdi ellerimde tutuyorum.

uykulardan uyanıyorum

şu günlerde hem yorgun hem de mutluyum 

o koca denizde,

içimde bulamadığın aynayı

şimdi sana tutuyorum sevgilim

trabzanlardan iniyorum safi karanlıkta.

bir ışık arıyorum sevgilim

öyle anlar oluyor ki,

gözlerin olmadan göremiyorum

tutunmak için vermek gerekse her şeyini

ben bunu reddediyorum.

çünkü sevgilim 

biliyorum bunun tek gidişlik bir bilet olduğunu



gözlerinde bir şey var sevgilim,

seni tam oradan öpmek istiyorum.

ellerinde yılların verdiği yorgunluk,

seni tam da oradan tutmak istiyorum

yanıbaşımda.








12 Haziran 2023 Pazartesi

Akış



Kurulu saatlerin gürültüsü

Derin uykudan uyandırır bizi

Dokunuşunu hissedebiliyorum 

Okşayışını saçlarımın her telini 

Acını ve bağırışlarını duyabiliyorum 

Deneyip de çıkaramadığın yardım isteğini


Tutunmak 

İncecik bir dala

Sağlam köklerine güvenerek bir ağacın

Susamak 

Bir denizin ortasında 

Peşinden giderek sadece bildiği kıyıların

Bırak-

tım.

Akışına gitmeyen her şeyi

Bana dönmesini


Özlemle yaşadığımız yılların acısını 

kaç öpüşte çıkarırım dersin

Derin bir uyku uyumayalı

Kaç gece daha



Ben o incecik daldayım

Baharın gelişiyle güçleneceğim

Döktüğüm yaprakları unuttum

Hayatın telaşesine kapılıp

Yeniden yeşereceğim



Seni görmeye susadım

Kıyılarında uyanmak için can atıyor yüreğim

Ölene kadar gitmem gerekse de

Yeniden ve umutla

Kendimi sende bulacağım


Bırak-

Bırakmadım

Akışına aslında hiç bir şeyi

Senin gözlerinden alarak ilhamımı

Yıldızlardan bulacağım doğru yolu

İçimdeki küçük çocukla birlikte 



Uzaktan

Çok uzaktan

Hissedebiliyor musun

Kalbimi

Safi sevgiyle ve özlemle senin olan.



20 Eylül 2022 Salı

tutamak sorunu

 


safi karanlıktan geldi bütün bu ilham

sensizlikten

gurbetten

ve daha bir sürü neden

donuk yüzler ve geçici bütün sevgilerin

bir hiçliğe dönüştüğü gece yarılarında

umudun yok olup 

gerçeklerle çarpıştığın o anda

tutundum bu ilhama

kaybedecek bir şeyimin olmadığını

aslında hayatın bir savaş değil 

sadece 

akıp giden zamandan ibaret olduğunu 

anlamakta geç kaldım


kurtulamıyorum

düşünmekten yarını

kalbimin ritmini duymamak korkutur beni

ahvalimdeki herkesi

o anları 

acı içinde yaşamak

benim en büyük cezam


istiyorum

gözlerine bakmayı

göğüslerinde uyumayı

her gece

her gece seninle uyumayı

beni acımı özlemimi duymanı

ilhamım sensin

bu akan sensiz gecede

duy beni

kederimi ve neşemi

çaresizlikten de olsa bir kaç kelam et

istiyorum 

dudaklarından süzülen bu ince sızıyı



safi karanlıktan geldi bütün bu ilham

yorgunluktan bitap düşmüş parmaklarım

yine de güç buldu bunları söylemeye

şimdi sabrın ve sadakatin zamanı

geçmişte biriktirdiğim bütün melankoliyle

gülümseyeceğim yeni bir güne

her bir şey olmamış

hiç bir şey dökülmemiş gibi içimden

selamlayacağım doğan güneşi.




22 Mayıs 2022 Pazar

Kum Saati





gün gelir
kurtulamadığın bir kasvet çöker ta içerine
yerleşir kurar yuvasını 
sanki hiç gitmeyecek gibi
eşeler olduğu yeri
dostlar edinir çevrelediği her şeyi
gün gelir
o kasveti de kucaklarsın,
yalnızlıktan.

uzaklaşıyorum.
kendimden,
bu bir yok oluş olmamalı esasen
içim içimi yiyen değil de
içimde benliğimi tüketen,
o kara deliği iki parmağımla kapatıyorum
parmaklarımda gereğinden fazla kaygı 
sırtımda haddinden fazla kuruntu biriktiriyorum.


susturmalıyım
kaygı ve neşeyi birlikte çalamıyosam hayattan
bu sancılı acıyı
gülerek anmaktan da yorulduysam
susmalıyım 
ihtimallerin umutları tükettiği o an.

özel miydim
asla
herkes gibi yaşayıp öleceğim
kum gibi
kah bir çölde kah bir camın içinde
teferruatsız bir yaşamı da sevebilirdim halbuki
safi savrulmak bavulun gittiği yerlere
bezdirir insanın hevesini
nereye gitsem o his çökecek içime
yalnızlık bağlı değil durağın ismine

onu taşırsın her daim bavulunun içinde.













21 Mayıs 2021 Cuma

Nabız


süratle büyüyen bir sorun var içimde
tekli koltuğa fırlatılmış kıyafetler gibi
karma karışık halde
imkanı var mıdır yeniden doğmanın?
ancak böylelikle çözülecek fikrimce
çürümüş gibi, 
içim sanki ölmüş gibi bir gün
bir gün ise sanki yaşamaya hazır bir menekşe açar içimde

Denge.
ne mühim bir kelime.
şayet bir gün yeniden doğarsam,
önce yürümeyi öğreneceğim
koşmadan önce.

kah ağlarsın kah gülersin
salı
hem ağlarsın hem gülersin
ne ağlarsın ne gülersin
cuma
...
...


sordum bir rehbere var mı bir çare diye
sor dedi başka bir rehbere
yaradılış mı bu yoksa seçimlerin bir sonucu mu diye
diyorum ya
süratla büyüyen bir sorun bu,
Denge.


sen
kaybetmemişsen hayatının ritmini
nabzını iyi dinle
çıkar keyfini.
yarınından korktuğun gecelerde
uyuyamamanın verdiği bitkinliğini
epey iyi bilirim.

Denge.
Bul beni 
Bekliyorum seni 
Her gece...




11 Aralık 2020 Cuma

Ahval


 Asırlardır içinde yaşadığım şu deniz

beni yavaş yavaş boğmaya çalışıyor

bir kuş gibi süzüldüğüm şu gökyüzü

sanki bir beton gibi ağırlaşıyor

yuvamın bütün pencereleri

güneşli günü gösteremeyecek kadar kirli

şimdilerde

radyomda çalan bütün şarkılar

hep aynı şeyi konuşuyorlar

kurtuluşum

o denli uzakta ki

şimdilerde

kudretsiz kalan ayaklarım

bir adım bile atamıyor güvenle

safi hüzün de yaşamıyorum üstelik

bir yanım dolup taşarken sevinçle

öbürü ise bir damla suya muhtaç kalıyor

huzursuz saatlerim günden güne çoğalıyorken

hiç olmadığım kadar öfkeliyim kendime

lüzumsuz birkaç duygu biriktirirken

günden güne artıyor nefretim kendime

ben

ben hiç bulunmadığım bu evreni

adım adım kırıyorum sevgilim

yeni kararlar alıyorum ansızın

hani şu hemencecik yapılamayacak eylemlerden

öylesine kolay olduruyorum ki her şeyi içimde

bazen

bazen kendimden ne denli korkuğumu

sana anlatamam

sana içimdeki seni anlatamadığım gibi

seninle beni olduramadığım gibi

hiç olmadığım bu evrende.