Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

21 Haziran 2014 Cumartesi

Meziyet.

Mutlulukla ilgisi olmayan bir huzur yaşıyorum. Ümitsizlik değil sadece inanç kaybı, bir kısmı olan bitenden. Sonra bu huzuru kaçıran şeyleri kovuyorum. Bir nevi sigorta gibi işte bilirsiniz. Yardımı oluyor tabi ki uzaklaşmak gecelerden. Gecelerin ünü şairlerin yurdudur. Kimileri hüznünü sever gecelerin kimileri aynı tende oluşunu insanlarının. Kimileri sokaklarını sever tanımadığı seslerin arasında kaybolurlar. Kendini kaybetme hissine de ulaşmalı insan. Tanımadığı kimliklere bürünmeli. Dışarıdan izlemek için kendini. Nasıl göründüğünü görmeli. Neler yaptığına bakmalı her adımında. Aslında kendine gelmek için kendini kaybetmeli. Mastar eklerini kaldırıp gereklilik ekleri koymak kolay geliyor cümlelere farkındayım. Olmaz da olursa bi iki cümle kazınsın aklına, bir yerlere. Ne yaşadıysam görüyorum anımsıyorum bu sayfalarda bu dizelerde, ne hissettiysem. Sonra oradaki gerekliliklere bakıyorum ve şu sonucu çıkarıyorum. İnsanlara her zaman bir takım seçenekler sunulur ve onlar her zaman yanlış olanı seçerler.
  Daha önce hiç olmadığımız kadar yaşlıysak bir önceki andan, beklemenin kıymeti kaç misli çarpılmalı hayatımıza kıyasla?
Beklemek azizim.
Büyük meziyet.
Kimi zaman,
Büyük eziyet.
Kimse için değişmemeliysek ortalama şu 70-80 yıl içerisinde, bu sadık kalmak demek kendine. Ki hayatımızda neyden pişman olduysak değiştiğimiz içi oldu, biliyoruz. Birileri giriyor hayatımıza ve sevmek mecburiyetinde kalıyoruz yalnızlığın yaradana mahsus olduğuna inanaraktan ve sadık kaldıkça kaybediyoruz her seferinde. Zırvalıktan başka bir şey değildir insanların ağzındakiler. Bir mavimiz vardı, laçkalaştı ağızlarında. Bir içtiğimiz çayımız vardı, onun bile tadı değişti hayli sıradanlıktan. Böyleyizdir. Siz, böylesiniz. Yapınız bu. Yapılacak en iyi şey kabul etmektir bunu. Ve tükenene kadar tüketmektir sabrı, takati.
Esen kalın, üşütmeyin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder