Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

20 Mart 2014 Perşembe

KADIN...(devamı)

Bunca yalnızlığın acısı şimdilerde sarhoşluğuna yenik düşüyordu. Çeliştiği sorular yerine içindeki koskocaman bir mutluluktu yaşadığı, gördüğü, hissettiği. Rüya gibiydi olan biten. Hayatını değiştiren bir koku vardı adamın ceketine, kadın kalbine sinmiş. Yine üşüştü burnuna kokusu yaklaşınca. Bu adam hakkında neler düşünüyordu, hayal kurmanın anlamını öğretti kadına. Bu adam sadece bir aşk değildi, geçici değildi, onun gördüğü, bu adamın gözlerinde kadının geleceği vardı. Tam olarak bunu düşünüyordu.
Kadın arkasına baktı. Elinde 2 kadeh ve bir şişe şarapla yanına geldi, oturma odasıyla mutfağı birdi. Oturma odasındaki sehpaya koyarken ''Oturmaz mısın?'' dedi kadına. Sehpanın yakınında koltuğun en sağına oturdu. Adam ise bir şeyler söylemeye hazırlanıyor gibiydi. Kadın sükuneti tercih etti. ''Konuşsam ne diyeceğim? Aynı duygulara sahibiz diye mi her şeyi açıklayacağım? Hem söylersem hemen olmaz, beklemeliyim, az da olsa en azından bir süre sadece seyirci kalarak'' Adam sehpaya karşısına oturdu. Kadının konuşmayacağı belliydi. Kadehlerini doldurdu ve başladı söze;
''Sana güzel bir yemek yapabilirdim şu masaya. Her gün yaptığım gibi. Ama sana geçmişimi böyle anlatamam. Şu an anlamıyorsun belki ama beni dinlersen eğer ne demek istediğimi anlayacaksın. Aslında hayatımda  gerçekten keyif aldığım tek şey yemek yapmak sanırdım. Meğerse seni keşfetmek gibi keyifli bir uğraşı bulana kadar. Hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Ama hayatım boyunca sana hangi kahveyi yapacağım biliyorum, gülüşünü biliyorum, kokunu biliyorum, özellikle saçlarının. Saat kaçta uyuduğunu biliyorum. Ama hala seni yeterince tanımıyorum. Bugün sana geçmişimi göstermek istiyorum, geçmişini, seni tanımak istiyorum. Belki içinden geçmiş kimi ilgilendirir diyorsundur ama inan ki hiç bir şeye karşı hazırlıksız olamam, bilmen gereken her şeyi öğreneceksin. Sen öyle sessizsin ki, her şeye karşı,kayıtsızsın. Bir kelime bile etmeden beni böyle bağlayan ilk kadınsın. Beni böyle dillendiren de. Hissediyorum, bu duygularda tek başıma değilim. Ama buna kayıtsız kalma her şey değil bu, kayıtsız kaldıkça kaybedeceklerinden. Çünkü şimdi hislerini belli etmezsen yarın çok geç de olabilir inan bana.''
Adam bunları söylerken kadının gözleri doldu. Biraz önceki heyecan ortamı hüzünle dolup taştı. Aslında ortada ağlanacak bir şey yoktu. Ama bu kadın sevgiye açtı, büyük yalnızlığından bir el uzandı kadına, şimdilerde kafasındaki tek şey bu ve kendini tutamadı kadın.
'' Bir şey söyleme kabul ederim, ki tahmin edebiliyorum ama ağlaman için değil bu sözlerim, aslında güzel bir akşam, bugün bir başlangıç güzel günler için. Seni keşfetmenin ilk anları. Bak nasıl ağladığını da biliyorum. Biraz daha tanıyorum seni. Lakin bir daha görmek istemem o yaşları.''
Kadın tamam anlamında kafasını salladı. Adam kadının yaşlarını sildi. Kadın irkildi. Öyle bir tepki karşısında adam elini çekti.
'' Ani oldu belki karşına bir anda çıktım. Bir anda hayatına girdim. Böyle bir adamım ben , hesapsız kitapsız. Ama biliyorum, gözlerinin anlattığını her zaman anladım. Beni böyle cesaretlendiren de o anladıklarım.''
Kadının suskunluğu böyle devam edemezdi. Epey etkilense de taviz vermemesi gerektiğini düşünüyordu. Kör kütük kapılsa da hemen belli etmeye niyeti yoktu, belki yanlıştı yaptığı ama pişman olmamak istiyordu hemen belli ettiğine, korkuyordu belki bilmiyordu içindekileri, ama bu yaptığının doğru olduğunu düşünüyordu.
Ama şimdi konuşacaktı, bir şeyler söylemek de istiyordu aslında.
''Haklısın, her şeye kayıtsız gözüküyorum, hayatı böyle kaçırıyorum ben işte. Gözümden kaçırdıklarım da çok oldu, ama büyük şeyler ne kadar kaçsam da gelip beni buluyor, bugünkü gibi. Ani oldu evet, aslında beklemiyor değildim, neden ağladığım konusunda da sessiz kalacağım, çünkü böyleyim ben. Aslında söylediklerinde en çok da geçmişini merak ettim. Neler yaşadığını, neler yaptığını dinlemek isterim, fakat geçmişimi anlatmak bana acıdan başka bir şey vermiyor, neden bu kadar heveslisin?''
''Hevesten değil bu korkudan. Şimdiye kadar hiç bir kadını umursamadım ben. Hiç birinin hislerini önemsemedim, umursamadım, kendime yeni yeni itiraf ettiğim şeyler var, yalnızlıktan korktuğumdan oldu hatalarım. Fakat bu his çok farklı. Sevgiye aç değilim. Aslında sevmek için doğru bir zaman da değil. Ama doğrumsun, hissediyorum, hayatımdaki tek doğrusun. Ya da olman gerekiyor, en azından içimden geçenler bunlar.''
'' Uzaktan sana nasıl bunları düşündürdüm bilmiyorum. Nasıl bu kadar eminsin benden anlayamıyorum. Anlamam bilmem gereken en önemli şeyler değiller belki, ama hep merak edeceğim.''
''Sen hiç nedenli sevdin mi birini?''
''Ben kimseyi sevmedim. Sevemedim.''
''Her ilişkide yeniden seversin, eskileri silersin, sevemedim dersin, buna dayanarak mı söylüyorsun bunları?''
''Geçmişim yalnızlıktan başka bir şey değil benim. Ve o kadar benimsedim ki yalnızlığımı tersinden korkuyorum. Yalnızlığın bana zararı oldu elbet, ama insanlar kadar değil.''
''Geçmişimiz o kadar zıt iken geleceğimizi birleştirmek mi senin korkun?''
''Benim korktuğum şey güvenmek, şu güne kadar yaşadığım tek acı da güvenmekten geldi.Yani biraz da sana güvenmekten korkuyorum.''
''Asıl şimdi ben sana geçmişimi anlatmaktan korkuyorum.''
''Şimdiden anlatmazsan insanlardan duymak yıpratacak bizi biliyorsun.''
''Daha şimdiden yıpratıyorum seni. Anlatacağım, ama bu gece değil.''
''Neden?'' ''Halbuki ilk başta bunun için buradaydık, bu suskunluğun sebebi ben miyim, söylediklerim mi, yaşadıkları mı?''
'' Seninle konuştukça, beklemeli diye düşündüm. Çekiniyorum belki de. Gerçekleri hiç bu kadar anlatmaya niyet etmedim, cesaret etmedim, her defasında sakladım. Alışkın da değilim dürüst olmaya. Anla beni.''
Kadın kötü hissediyordu. Neler vardı kafasında, adamın gözlerinde geleceğini görüyordu. Şimdi ne vardı? Kaygıları vardı, eskiden kötü biriydi bu adam belli, belki de hala öyle, sadece çok iyi bir yalancı, bu konuda ısrar etmek istemedi. İlk randevuları biraz fazla gerçekçiydi. Aslında hayallerle başlamaması iyiydi. Fakat bu kadın daha yeni yeni hayal kuruyordu. Daha şimdiden hayal dünyasından gerçek dünyaya geçti adama karşı. Gitmek istiyordu. Eve değil herhangi bir yere, yalnız kalacağı bir yerlere.
''Anladım, aslında kalksam iyi olur.''
'' Ne söyledim gitmeni gerektirecek?''
''Hiç bir şey. Sadece öyle hissediyorum. Şarap güzeldi, güzel bir başlangıçtı, sanırım ilk randevu için fazla açık konuştuk, yansıttık. Belki iyi bir şey bu, bilmiyorum. Ama gerçekten gitsem iyi olacak.'' Zoraki bir gülümsemeyle kalktı. Çantası ile montunu alması gerekiyordu. Bunun için bile eli ayağı titriyordu.
''Dur çantanı falan getireyim.''
Beklerken kitaplıktaki fotoğraf dikkatini çekti. Babası olduğunu tahmin ettiği bir adam 2 tane çocuk vardı. Bir tanesi ona çok benziyordu. O olmalıydı. Yandaki çerçevede de bir kadın vardı 25-26 yaşlarında bir kadın olmalıydı. Annesi değil gibiydi. Sanki geçmişiyle alakalı bir şeyler vardı bu fotoğrafta. Bunları incelerken adam geldi. Kitaplara bakıyormuş gibi yaptı fakat adam anladı. Fire vermediğini düşündü ve teşekkür etti.
''Bu akşam böyle gidiyorsun ama yarın kafeye gelmemeni kabul edemem.''
''Geleceğim.'' dedi ve çıkış kapısına yürüdüler.
''İyi geceler Bayan R.''
''İyi geceler....adınızı bilmiyorum ne tuhaf değil mi?''
''Aslında böyle daha hoş geliyor bana, yoksa merak etmediğimden değil, sadece bu gibi şeyler olmadan hissedilen şeyler daha gerçek.Mal, mülk, şan, şöhret hiçbiri sevgiyi pekiştirmez,sahteleştirir. Ama adlarımızı bilsek iyi olacak gibi aslında. Adım Poyraz. Poyraz Gündoğan.''
''Mila.''
''İsmin kadar güzelsin.''
''Teşekkür ederim, iyi geceler.'' gülümsediler birbirlerine.
Kadın eve gitti, aslında en son gitmek istediği yerdi fakat adamın gözlerindeki huzursuzluğu hissetti. Uyuduğu saati bile biliyordu. Eve gitse ikisinin içi rahat olacaktı kadına göre. Ki yorgundu, evde olması onun hayrınaydı, adam kadın evine girene kadar bekledi onu. Sonra o da içeri girdi.
İkisi de kaygılarıyla uyudular o gece. Kadın güvenmek korkusunu yaşıyordu. Adam ise incitmek. Aynı olan sadece hisleriydi. Birbirlerinden bir o kadar habersiz.....DEVAMI ELBET GELECEK...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder