Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks

14 Nisan 2014 Pazartesi

GecelerdenKareler.

Bermuda şeytan üçgeninin köşelerini dönüyorum tek tek. Oysa insanlar gülüyordu dışarıda. Sokağa bir çıkıyorsun, mutlular. Muhteşem güneş de tepelerinde. Balonu elinde çocuğun tek telaşı ipi elinden kaçırmamak. Peşindeki ablasının tek telaşı kardeşine sahip çıkmak. Annesinin telaşı karşıdan karşıya geçirebilmek çocuklarını. Yaşam ilerledikçe size yüklenen sorumlulukları artırıyor. Yaşlandıkça yükün artıyor. Olmak zorunda olan her şey gözünün önünde öylece oluverirken izlemek de büyük sorumluluk biz insanlar için. Gördüklerini, yaşadıklarını hazmedebilmek doyasıya, ve kıyasıya mücadelen şu ucuz hayatlara karşı, komik bir filmin ortasına konmuş dramatik bir cinayet kadar olağan dışı.
Kimi hayatları görüyoruz, yaşadığımız hayatlara göre şekillendirip öyle yargılıyoruz alabildiğine. Yazıktır günahtır ki el kadar çocuğu evli bir adam gözüyle yargılamak biz insanların saçma içgüdülerinden çıkmış olağan görünen trajikomik ve saçma fikirlerindendir. Şimdi bunları bir bir anlatıyorum fakat ben de birden fazla hayatı yaşayamam göremem fakat başkalarının hayatını kendime göre de yargılamadım hiç. Sorgulamadım mı? En sert sorularla. Ama hangi hayatı biliyorsun bundan başka? Hangi yaşamın kıyısından geçtin, hangisini anladın insanların? Bir gün gelecek herkes anladığı bütün karmaşık olguların hepsinin sadece kendi duygularından ibaret olduğunu fark edecek. Üzgünüm. Çoğu şey için. İnsanların bu kadar vurdumduymaz olduğunu gözlerimle gördüğüm için. Benim bunca şeyi anlatırken bile bazılarını hiç mi hiç anlayamadığım için. Onların hayatlarına yakından bakamadığım için. Üzgünüm. Çabalarımın boş gezenlerin küstah kahkahalarının ardı ardı kesilmesine vesile olamadığı için.
İnsan bazen o kadar üst üste yaşamak istemeyeceği şeyler yaşar ve adaletin ondan yana olmadığı için tanrı tarafından unutulduğunu düşünür ki, ölmek için geç kaldığını varsayarak hayatını harcar. Üst üste yaşadığım şeylere bakıyorum, açlıktan ölecek bir çocuğa anlatsam sevinecek adıma. Yargılamak dedikleri de bu işte. İnsanlar o kadar sığ ki düşünmek için. Düşünemedikleri ne varsa hayatlarına dair, belli bir amaç ve gerekçeye göre şekillendirir düşüncelerini. Kapasan hepsini bir odaya, önce yakınlarına haber vermek isterler, sonra yakınlarının arasından seçmeler yaparlar genelden özele gider hepsi. Sonra fuzuli gelir haberdar olmaları, açlık ikinci dert olur onlar için. Açlıkları başına vurdukça asileşirler, ve kin başlar, bencillik başlar. Erzakları bitince savaş başlar belki, eğlenceli olur onları izlemek. Ve bu kinimdir beni bu kadar güçlü yapan. Üzgünüm ki bir gerçek var hiç birimizin kabul edemediği kin gücün simgesidir. Güç haklı olsa da kin taşır. Ne adalet ne kin dozunda şu yaşadığımız dünyada. Bermudanın köşelerini dönerken de eğlenmek gerek belki, bu kadar çok acının içinde güneşin hala tepemizde olmasına sevinmeliy ve olabildiğince çocuk kalmalı belki.
Esen kalın. Üşütmeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder